Küçük bir yerleşim birimine çekilerek, dünyadaki gelişmelerden uzak durmanın mümkün olmadığı bir dönemde, gönül hazinelerinin zenginleştirilmesi, bütün insanlık için hayati bir önem taşıyor. Evler, caddeler ve mahalleleri birbirinden ayırmak için, yüksek duvarlar yapılamayacağı gibi, şehirler, ülkeler ve kıtaları da güvenlik güçlerinin koruduğu sınırlarla bölerek, aralarındaki iletişim ve etkileşim önlenemez.

İnsanlar, kurumlar, kuruluşlar ve ülkeler arasındaki güç kazanma yarışlarının, bütün dünyayı kimsenin dışında kalamadığı bir savaş alanına dönüştürmemesi için, herkesin bir meydan çeşmesi gibi, gönül kaynaklarını zenginleştirerek, kültürel, toplumsal ve ekonomik imkanlarını dostlarıyla birlikte rakiplerine de açması gerekir.

Dünyadaki her kurum, kuruluş ve ülke kurtuluşu, rakiplerini bütün varlıklarıyla yok etmede görür. Ancak hiçbir kurum, kuruluş ve ülke rakiplerine her istediğini yapamadığı gibi, onları bütünüyle ortadan kaldıracak gücü kendinde hiçbir zaman bulamaz. Savaşların önlenmesi, bütün kurum ve kuruluşlarıyla her ülkenin, kimseye haksızlık yapmadan, herkesin gönül dünyasının sınırsız zenginliklerini gün ışığına çıkarmasına bağlıdır.

Tarihin her döneminde, kuruluşlarla birlikte toplumlar arasındaki duvarları yıkanlar, gönül dünyalarında büyük bir zenginliğe ulaşmış, kendisini rakiplerinin yerine koyarak, sağlıklı ve kalıcı karar alabilenler olmuştur. Etkili düşünce ve eylem hareketleri, kaynaklarını bütün insanlığın yararına sunmasını bilenlerin öncülüğünde gerçekleşmiştir.

Dünya düşünce tarihinde Yunus ve Mevlana gibi, etkili olmuş gönül dünyasının büyüklerinden biri de İbn Arabi'dir. O İspanya'da doğmuş, Fas, Tunus, Cezayir, Mısır, Suriye, Irak ve Anadolu'yu şehir şehir dolaşmıştır. O gittiği her şehirde, hem öğreten, hem de öğrenen olarak, gönül dünyasının hazinelerini bütün insanlığın hizmetine sunan, eşsiz bir öğrenim odağı olmuştur. Onun öğütleri yalnızca kendi çağına değil, bütün çağlara ışık tutar.

İbn Arabi'nin adı, bir peygamber tarihi gibi, 27 peygambere verilen hikmetleri ele aldığı ve bütün zenginliklerin "Son Peygamber"de toplandığını anlattığı "Fusus ül-Hikem" isimli kitabını çağrıştırır. Ancak onun en kapsamlı eseri "Fütuhat-ı Mekkiye"dir. İbn Arabi'nin her dönemde, bütün toplumlar için geçerli olan tavsiyelerini Dr. Adem Ergül, "Futuhat-ı Mekkiye'den Öğütler Pınarı" adı altında sıcak ve akıcı bir dille Türkçe'ye çevirerek, bütün derinlik ve zenginliğiyle bugüne taşımıştır. Kitap İbn Arabi'nin sözkonusu eserinin bir bölümüdür. Altınoluk dergisinin okuyucularına armağan edilmiştir.

Dünyayı bütün ülkeler için yaşanır kılmanın yolu, onu yalınlaştırmaktan geçer. Gönül dünyasının zenginliklerini keşfetmeden, yaşayan herkes için hayatı kolaylaştırmak mümkün değildir. Ruh bedenden ve iç dünya dış dünyadan daha zengin, daha güçlü ve daha kapsamlıdır. Görünen dünya, görünmeyen dünyanın, yalnızca bekleme salonu ve imtihan yeridir. Dünyanın çekiciliğine kapılmamak için, onun geçici olduğunu bilmek ve unutmamak gerekir.

Dünyayı küçümseyen gibi, büyüten de, birlikte barış içinde yaşama ortamını oluşturamaz.

Kimseden yardım istemeden, herkese yardım edebilme dış dünyanın kaynaklarına değil, gönül dünyasının zenginliklerine dayanır. Çünkü onun kaynakları sınırsızdır.

Gönül dünyasında sizin gibi düşünenler bir kere kardeşse, düşünmeyenler iki kere kardeştir.

NAZİF GÜRDOĞAN

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu

Online İlan