![]() AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
![]() | |
![]() |
![]() |
![]() |
![]()
|
![]() |
![]() |
|
![]() |
![]()
Amel-i Salih, Kur'an-ı Kerim'in en temelli kavramlarından biridir. Çok kapsamlı ve başka kavramlarla da birçok yönden bağlantılı oluşu dolayısıyla, Kur'an-ı Kerim'deki amel-i sâlih kavramını, birkaç pazar yazısında ele almak istiyoruz. Amel-i sâlih'le bağlantılı başlıca kavramlar, neredeyse hep birlikte yer aldığı iman, anlamdaş veya yakın anlamlı olduğu ihsân, hasene, birr ve ma'rûf kavramlarıdır. Bu kavramların birbirleriyle çeşitli yönlerden bağlantılarını kurmaya çalışarak, amel-i sâlih kavramının boyutlarını incelemeye çalışacağız. Amel-i Sâlih İşler Amel, "çalışmak, didinmek, çabalamak, iş yapmak, iş, eylem, davranış" gibi anlamlara gelir. Amel, insanın bilinçli olarak yaptığı iş ve davranıştır. Fiil ise, insan dışındaki varlıkların hareketleridir. Amel, fiilden daha dar kapsamlıdır. Her amel, bir fiildir; ama her fiil, amel değildir. Amel, iyi de, kötü de olabilir. Amel kelimesinin sıfatı olarak kullanılan "sâlih" kelimesi ise, "iyi, hayırlı, düzgün, kusursuz, itaatkâr, saygılı" gibi anlamlara gelir. Birleşik bir kelime olarak kullanılan amel-i sâlih, kelime anlamıyla "iyi iş, yararlı, güzel, değerli, verimli, sevap kazandırıcı iş,iyi ve güzel davranış" demektir. Dinî bir terim olarak ise, Allah'ın rızasını kazanmak niyetiyle ilâhî bir emri yerine getirmek; kişinin kendisi, ailesi ve diğer insanların yararına yaptığı her türlü iyi iş anlamındadır. Bu tanıma göre, sâlih amellerin sayısı, bütün ilâhî emirler sayısıncadır. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de bu emirlerin hemen tamamı, sâlih amelin ele alındığı âyetlerin kendisinde, hatta öncesinde ya da sonrasında yer almaktadır. Bu geniş kapsamı içinde amel-i sâlih, kişiye, zamana ve yere göre değişiklik gösterir. Bu konudaki en önemli ölçü, yapılan işin, kişinin kendisine veya başkasına bir yararının dokunmasıdır. Böylece amel-i sâlih, hem bireysel, hem de toplumsal boyutludur. Amel-i sâlih yerine, amel kelimesi düşerek, bazı âyetlerde sâlih (iyi) sıfatı tekil olarak (bk.Tevbe,9/102, 120; Mü'minun, 23/51, 100; Furkan, 25/71 ve daha başkaları), bazen de"sâlihât" biçiminde çoğul olarak (bk. Hûd, 11/11; Kehf, 18/46; Meryem, 19/76) kullanılır. Tek Allah'a kulluk etmek, namaz kılmak, zekât vermek, doğru söylemek, fakirlere yardım etmek, düşmanla savaş, güzel söz söylemek, Kur'an okumak, kendi nefsini yenip terbiye etmeye çalışmak, ana-babaya iyilik etmek, Allah'a ortak koşma isteklerine karşı çıkmak, Kur'an-ı Kerim'de örnek olarak sayılan başlıca amel-i sâlih türünden işlerdir. Amel-i sâlihin başlıca örnekleri, şu âyetlerde topluca yer alır: "İman edip salih ameller işleyenler ise cennetliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. Hani, biz İsrailoğulları'ndan 'Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz,; ana-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekâtı vereceksiniz' diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz. Hani, 'Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız' diye de, sizden kesin söz almıştık. Sonra bunu böylece kabul etmiştiniz. Kendiniz de buna hâlâ şahitlik etmektesiniz. Ama siz, birbirinizi öldüren, içinizden bir kesime karşı kötülük ve zulümde yardımlaşarak, size haram olduğu halde onları yurtlarından çıkaran, size esir olarak geldiklerinde ise, fidye verip kendilerini kurtaran kimselersiniz. Yoksa siz Kitab'ın (Tevrat'ın) bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında rezil olmaktan başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise, onlar azabın en şiddetlisine uğratılırlar. Çünkü Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir. Onlar, âhireti verip dünya hayatını satın alan kimselerdir. Artık bunlardan azap hiç hafifletilmez. Onlara yardım da edilmez." (Bakara, 2/82-6. Ayet mealleri için bk. www.kuran.gen.tr, Türkiye Diyanet Meali) Namazı dosdoğru kılmak ve zekât vermek, amel-i sâlihtir: "Şüphesiz iman edip salih ameller işleyen, namazı dosdoğru kılan ve zekatı verenlerin mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır." (Bakara, 2/277) Düşmanla savaş, amel-i sâlihtir: "Medine halkı ve onların çevresinde bulunan bedevîlere, Allah'ın Resûlü'nden geri kalmak, kendi canlarını onun canından üstün tutmak yaraşmaz. Çünkü onların, Allah yolunda çektikleri susuzluk, yorgunluk, açlık, kâfirleri öfkelendirmek üzere bir yere adım atmaları ve düşmana karşı herhangi bir başarı kazanmaları gibi hiçbir olay yoktur ki karşılığında kendilerine iyi bir amel(in sevabı) yazılmış olmasın. Şüphesiz Allah, iyilik yapanların mükâfatını elbette zayi etmez." (Tevbe, 9/120) Allah'ın adaleti, iyilik yapmayı ve yakınlara yardım etmeyi emrettiği, hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı yasakladığı, antlaşmalara uyulması gerektiği, yeminlere bağlı kalınması gerektiği, Allah'a verilen sözün az bir karşılığa bile tamahla değiştirmenin kınandığı, sabretmenin ödülünün belirtildiği âyetlerde amel-i sâlih örnekleri verildikten sonra, şu âyet gelir: "Erkek veya kadın, kim mü'min olarak iyi iş işlerse, elbette ona hoş bir hayat yaşatacağız ve onların mükafatlarını yapmakta olduklarının en güzeliyle vereceğiz. (Nahl, 16/97) Kendi nefsini terbiye için mücahede etmek; ana-babaya iyilik etmek, Allah'a ortak koşma isteklerine karşı çıkmak da birer amel-i sâlihtir: "Yoksa kötülük yapanlar, bizden kaçıp kurtulacaklarını mı sandılar. Ne kötü hükmediyorlar! Her kim Allah'a kavuşmayı umarsa, bilsin ki Allah'ın tayin ettiği o vakit elbette gelecektir. O hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Her kim cihad ederse, ancak kendisi için cihad etmiş olur. Şüphesiz Allah âlemlere muhtaç değildir. İman edip salih amel işleyenlerin kötülüklerini elbette örteceğiz. Onları işlediklerinin daha güzeliyle mükafatlandıracağız. Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini emrettik. Şâyet onlar seni, hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi bana ortak koşman için zorlarlarsa, bu takdirde onlara itaat etme. Dönüşünüz ancak bana olacaktır ve ben yapmakta olduklarınızı size haber vereceğim. İman edip de salih amel işleyenler var ya, biz onları mutlaka salihler (iyiler) arasına sokacağız." (Ankebut, 29/4-9)
el-Bâkıyâtu's-Sâlihât: Kalıcı iyilikler
Dünya hayatı geçicidir; mal ve evlatlar da geçicidir: "Onlara dünya hayatının örneğini ver: (Dünya hayatı), gökten indirdiğimiz yağmur gibidir ki, onun sebebiyle yeryüzünün bitkileri boy verip birbirine karışırlar. Fakat bütün bu canlılık sonunda rüzgarın savurduğu kuru bir çer çöpe döner. Allah, her şey üzerinde kudret sahibidir. Mallar ve evlatlar, dünya hayatının süsüdür. Baki kalacak salih ameller ise, Rabbinin katında, sevap olarak da, ümit olarak da daha hayırlıdır." (Kehf, 18/45-46) Kalıcı iyilikler ise, amel-i sâlih olarak yapılan bütün güzel işler olacaktır. Kalıcı iyiliklerin sevabı ve sonucu, geçici şeylerden daha hayırlı bir sonuçtur: "Allah, doğruya erenlerin hidayetini arttırır. Kalıcı salih ameller, Rabbinin katında, sevap olarak da, sonuç olarak da daha hayırlıdır." (Meryem, 19/76) Amel-i sâlihe Teşvik Yüce Allah, peygamberleri ve insanları amel-i sâlih işlemeye teşvik etmiştir: "Ey peygamberler! Temiz şeylerden yeyin. Sâlih amel işleyin. Doğrusu ben, yaptığınızı bilirim." (Mü'minun, 23/51); "Ey insanlar! Sâlih amel işleyin. Doğrusu ben, yaptıklarınızı görenim." (Sebe, 34/11) Yüce Allah, Hz. Peygamber'e (s.a.) şöyle sesleniyor: "De ki: Ben de ancak bir insanım. Ne var ki bana 'Sizin ilâhınız ancak bir ilâhtır' diye vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın." (Kehf, 18/110) Amel-i sâlih, kulluk bilincinin derin yansıma bulduğu, kalıcı güzel davranışlardan ibarettir. Sâlih Kişiler İyi iş yapan ve davranan kişilere "sâlih" denir. "Sâlihler"den (:sâlihûn) olmak, mü'minlerin belirgin niteliklerinden biridir. Peygamberler, bu isteği dualarında belirtmişlerdir. Sözgelimi Hz.Yusuf, şöyle dua etmiştir: "Rabbim! Gerçekten bana mülk verdin ve bana sözlerin yorumunu öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünyada ve âhirette, sen benim velimsin. Benim canımı, Müslüman olarak al ve beni iyilere kat." (Yusuf, 12/101) Gelecek pazar yazısında inşallah amel-i sâlihin diğer boyutlarını ele alacağız.
|
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |