Gerekeni aldı o kadar..

Benim asıl sorum şu: Ya, daha fazlası gerektiğinde, onu da alabilecek mi?..

Çünkü, o cesur yürek, kendini aşmış, tuttuğunu koparan, R.Madridliler'e bile sahayı dar eden takım çoktan gitmiş, yerinde yeller esiyor. Hala 'para krizi', 'Jardel'in mangalı', 'yengelerle pazarlık' ile uğraşan G.Saray, gün geçtikçe eriyor.

Ayhan'la zenginleşen! kulübe ve iki yabancıyı kenarda kullanma lüksü. Tamam Arnavut rakip 'keklik' gibi ama Lucescu ile yitirilen misyon ise takımın futboluna 'peklik' olmuş.

Akılda kalan şeyleri bir maça fazlasıyla sığdıran UEFA Şampiyonu'ndan, ön elemede gıdıklanabilen akla zarar bir oyuna dönmüş Galatasaray.

Afedersiniz ama orta alan kabız, forvet ise hala ishal. Defansı hiç sormayın o zaten hemoroid..

Belki biraz ağır oluyor ama bana göre testi kırılmak üzere de o nedenle acımasız davranıyorum.

Yarı karanlıkta oynadığımız maçta, 10. dakikada Mondragon mutlak bir gol kurtarıyor. 2 dakika önce de bir şutu çıkardı zaten. Bizim ise ne şutumuz var, ne de pozisyonumuz.

Tam 'Mondragon iyi' derken ayakkabısına kurban olduğumunun Taffarel'ini mumla arıyorum. Çünkü Mandrake topu rakibe atıyor ve yenik duruma düşüyoruz. Sonra biraz kıpırdayan Galatasaray, gerekeni alıyor o kadar.

Arif atraksiyon yapmadan, aktivitede bulunmadan gol atmayı sevmiyor sanki. Takımına zarar veriyor ve iki Ümit'in sade ama coşkulu oyununa gem vuruyor. Defansın manevra kabiliyeti kalmamış, gariban Arnavutlar'ı bile kaçırabiliyor.

İkinci yarıda göbeğini kaşıya kaşıya oynayan G.Saray farkı buldu ama rakip zaten ellerini kaldırmıştı. Beni ilgilendiren böyle bir maçta da eksikleri bulabilmektir. Sezon başında 3 değişikliği erken kullanıp da takımı 10 kişi bırakmak ve böyle bir maçta 2 sarı kart yiyerek toplam 4 sarı kartla 3. ön elemeye girmek büyük bir kayıptır.

Sakın olaki "Sen buzağıya bakmaktan öküzü görmüyorsun" demeyin, çünkü benim işim testi kırılmadan öncedir.

ÜMİT AKTAN

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu