![]() |
![]() |
![]() |
![]()
|
![]() |
![]() |
|
![]() |
![]() Başbakan Bülent Ecevit, çatışmaların tırmandığı ilk günden başlayarak, İsrail-Filistin ihtilâfında Yasir Arafat'ın yanında duran, Ariel Şaron'u kabahatli bulan bir söylem sürdürüyordu; bu tavrında artık eskisi kadar keskin değil... Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) konusunda varılan uzlaşmada, "Avrupa'nın güvenliğinin Türkiye olmaksızın gerçekleşmeyeceğini anlayıp bize dönecekler" temennisinin ortaya koyduğu gibi, ciddi boşluklar var. Kıbrıs'ta çözümün Türkiye'nin manevra alanının dışında gerçekleşeceği kaygıları yarınlarda daha da büyüyeceğe benziyor... Uluslararası ilişkiler alanında meydana gelen son gelişmelerle ilgili bilgi vermek üzere bir basın toplantısı düzenleyen Başbakan Ecevit, çoğunlukla kendisinin paylaşmadığı kaygı dolu sorulara muhatap oldu. Bazı meslektaşlar, hem de döne döne, geleneksel tavırdan vazgeçilmesinde Türkiye'nin ekonomik açıdan ABD'ye muhtaç durumda bulunmasının payını sordular. Başbakan, son gelişmelerde Türkiye'ye yönelik telkinlerin rolünü cevapsız bıraksa da, "IMF ve Dünya Bankasının bize cömert davranışında ABD'nin takdirle karşıladığımız telkinleri olduğuna inanıyorum" demekten kendini alamadı. Ortadoğu'da tırmanan ihtilâfta, Ecevit'in, "Şaron'un da haklı olabileceğini" düşünmeye başlaması, ABD dışişleri bakanı Colin Powell'ın Ankara ziyaretinin ürünü sanki. İrtibat, Washington'un 'terörle mücadele' söyleminin yansıması olan, "Filistin'de Arafat'ı da zora sokan terör örgütleri var" cümlesiyle kurulabiliyor. İsrail'deki Şaron Yönetimi, Arafat'ın Hamas ve İslâmi Cihad türü örgütlere karşı savaş açmasını istiyor. Başbakan Ecevit de, Arafat'tan, aynı görevi daha ciddiyetle üstlenmesini bekliyor. Kıbrıs'ta âniden kat edilen mesafe yıllardır bir türlü gerçekleşemeyen Denktaş-Klerides buluşmasıyla yakından irtibatlı. Ecevit, basın toplantısında, buluşma girişiminde inisiyatifin Denktaş'tan geldiğini özellikle vurguladı. İki devletli, iki milletli bir formülde ısrarlı olunacağını söylemeyi ihmal etmeyerek... Bir dileği de, Kıbrıs'taki gelişmelere başka ülkelerin karışmamaları... Oysa, Kıbrıs, Avrupa Birliği'nin ilgisi ve ABD'nin uzaktan denetimi altında uzlaşmaya doğru yöneldi; çözümde birden fazla parmağın rolü olacağı şimdiden belli. Bu kadar çok karışanı olan bir ihtilâfta, "Başkaları karışmasın" temennisinin fazla bir işe yaraması beklenemez. Başlayan süreci Denktaş veya Ankara'nın durdurması artık çok güç... AGSP'de, Türkiye, NATO üyesi olmasından kaynaklanan 'veto hakkı'nı NATO içinde sürdürüyor elbette; ancak o hakkı AGSP oluşumunda kullanmamakla, üç yıla yakın bir süredir tekrarlayıp durduğu itirazlarını unutmayı göze aldı. Bu itirazların bir bölümü İngiltere'nin güvencelerine, bir bölümü NATO ve AGSP'nin onay mekanizmalarının anlayışına terk edildi, bir bölümü ise "İsteseler de bizsiz gerçekleştiremezler" züğürt tesellisine... Basın toplantısında itiraf etmese bile, güncel uluslararası sorunlarda, Türkiye'ye keskin viraj aldıran, politikalarını köklü biçimde değiştiren kararlar Bülent Ecevit'e ait... Bu durum da bizi, "Ecevit'in üslubu" sorunuyla başbaşa bırakıyor: Yapılanı kendi gözlüğüyle görmemizi istiyor Ecevit ve o gözlük de tâvizi "Zaten olacaktı" biçiminde görmeye ayarlı... O üslubun en çarpıcı örneği, IMF'nin kamudan yüzbin işçinin emekliye sevk edilmesi talebinin sunumunda görüldü. Sendikaların karşı çıktığı, toplumda derin etkileri olacak bu talebi hükümet yerine getirecek, ama her şeyin sanki kendiliğinden olduğu izlenimi vererek... Ecevit'in basın toplantısının başında yaptığı, "Zaten o kadar kamu işçisi emekliliği gönüllü kabule hazır, zorlama olmayacak" açıklamasının başka anlamı olamaz. Yine de, başbakanın açık sözlü olabildiği durumlar var; o durumla da, bir gün önce, bakan Kemal Derviş'in açıklamalarına, başbakan yardımcısı Devlet Bahçeli'den aldığı izinle sert cevaplar veren DPT müsteşarı Akın İzmirlioğlu'nun çıkışıyla ilgili soruma verdiği cevapta karşılaşıldı. "Maalesef" dedi başbakan, "DPT ile Hazine arasında bir sürtüşme var; arabuluculuk girişimlerime rağmen sonuç almam mümkün olmuyor..." Başbakanın basın toplantısından, Türkiye'nin itirafı güç keskin değişimlerin yaşandığı bir ülke olduğu inancım bilenmiş olarak çıktım.
|
![]() |
|
![]() |
![]() |
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |