T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Dördüncü Roma New York

Dünya tarihine yüzyılların içinden bakılırsa, iki zihniyetin, iki yaşama biçiminin ve iki geleneğin sıcak ya da soğuk savaşla sürekli çatıştığı görülür. Bir tarafta aşkın geleneğe dayanan dünya görüşü, diğer tarafta ise, aklın dışında kaynak kabul etmeyen seküler düşünce vardır. Aşkın gelenek kutsal kitaplardan, seküler bakış ise Yunan ve Roma'dan beslenir.

Aşkın dünyanın tarih içindeki odak şehirleri Mekke, Kudüs ve İstanbul'dur. Seküler dünyanın odak şehirleri ise, Atina, Roma ve New York'tur. Günümüzde aşkın kültürü İstanbul; seküler kültürü de New York simgeler. İki kültür arasında hesaplaşma, aslında tarih içinde Roma'ların bitmeyen savaşıdır. Bu savaş ilk insanla başladı, dünyanın son gününe kadar devam edecektir.

Avrupa Roma'dır, Roma da Avrupa'dır. Avrupa'nın Asya'ya İskender'le başlayan yürüyüşü Roma'yla devam etti. Kudüs Roma'yı ele geçirdi, ancak kutsal kültürün hıristiyan boyutu Roma'nın seküler kültürü içinde eridi. Dördüncü yüzyılda Konstantin, Birinci Roma'ya karşı İstanbul'u eski bir Yunan kentinin yanına İkinci Roma olarak kurdu.

Fatih'in İstanbul'u ele geçirmesi, İkinci Roma'nın sonu olmakla kalmadı, yeni çağın başlangıcı oldu. Çünkü İstanbul'un Türkler'in eline geçmesi, İslam dünyasında olduğu kadar Avrupa'da da köklü dönüşümlere yolaçtı. Araplar'ın İspanya'dan çıkarılması ve Amerika'nın bulunması, Avrupa'nın kurtuluşu oldu.

İkinci Roma'nın yıkılışının rövanşını Rusya yüzyıl sonra Kazan'dan Tatarları çıkararak aldı. Rusya kendisini Roma'nın tek mirasçısı ilan etti. İkinci Roma'nın hıristiyanların elinden çıkmasıyla Üçüncü Roma Moskova olmuştu. İki Roma yıkılmıştı ama üçüncüsü ayaktaydı. Bundan böyle Avrupa'nın semasında Moskova'nın yıldızı parlayacaktı. Bir dördüncüsü de olmayacaktı.

Doksanlı yılların başında bir iç ya da dış saldırıya uğramadan, kendi kendine bir çürümenin sonucu Moskova'nın çökmesiyle, Dördüncü Roma New York oldu. Amerika dünyanın "Yeni Roma İmparatorluğu". New York da Yeni Roma'dır. Dünyanın güç merkezi New York Amerika'yı, Amerika da dünyayı yönlendiriyor. Amerika dünyanın en büyük ekonomik ve askeri gücüdür.

New York birinci, İstanbul da ikinci Roma'nın mirasçısıdır. Biri aşkın, öteki de seküler kültürün yoğunluk kazandığı iki ayrı odak noktasıdır. New York'un simgesi, göklere başkaldırırcasına yükselen gökdelenleriyle Manhattan'dır. İstanbul'un simgesi ise göklerle uyum içinde olan Süleymaniye'dir. Birinde isyan, korku ve savaş önde, diğerinde ise, uyum, düzen ve barış öndedir.

New York makinalara, İstanbul insanlara dayanır. New York'ta insanlar makinalarla, İstanbul'da makinalar insanlarla bütünleşir. Birinin seküler kültürü insanı makinalaştırırken, ötekinin kutsal geleneği makinaları insanlaştırır. Makinaların güç kazandığı dünyada insanlar, insanların güç kazandığı toplumda ise, makinalar değişime uğrar. Makinaya hizmet edenler makinaya, insana hizmet edenler de insana güç kazandırır.

Beşinci Roma'nın olmaması için New York'un İstanbullaşması gerekir. Kutsal kültürle barış içinde olmayan New York kendisiyle birlikte bütün dünyayı bir nükleer savaşa sürükleyebilir. Bir kıvılcım yalnızca Bağdat'ı değil, New York'u da yok eder.

İstanbul'suz bir Roma dünyanın sonu olur.


20 Ekim 2002
Pazar
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED