![]() |
![]() |
Bugünkü Yeni Şafak |
![]()
|
![]() |
![]() |
|
![]() |
![]()
Telefonum çaldı dün... Kanal D Haber'in çiçeği burnunda Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ali Birand'ın sekreteri arıyordu. Birand bizi cuma günü kanala çağırıyor, hoş beş etmek için... Cengiz Semercioğlu, Mesut Yar gibi tv eleştirmenliği yapan arkadaşlarımız da çağrılmış bu muhabbete... Yeni yayın döneminde Kanal D Haber, yenilenen kadrosuyla neler yapacak, herhalde bunları anlatmak istiyor sevgili Birand... En doğal hakkı tabii... "Tamam gelirim" deyip kapattım telefonu. Sonra şöyle bir düşündüm. Bu hoş beşte herşeyi konuşabilecek miyiz diye... Mesela "Mehmet Ali Birand almaya alışkındır vermeye değil, doğru mu" diye sorabilecek miyiz?... Haber merkezini kendi programı menfaatleri çerçevesinde kullanmaya kalkacağı için, haber merkezi haber programının uydusu haline mi gelecektir netekim?. "Birand'ı haber merkezinin paşası yapmak Drakula'yı kan bankasının müdürü yapmaktan farklı olmadığı için kısa bir süre sonra patronaj bakacaktır ki, Kanal D Haber Merkezi, kurumun değil de müdürün özel savaşlarında muhariplik yapıyor. Böyle bir haber merkezinin başarılı olma ihtimalı sıfırdır"... mıdır acaba? Bu soruları sormak istiyorum, çünkü bu iddialar atıldı ortaya... Habertürk internet sitesinde "ANALİZ" başlığı adı altında kaleme alınan yazı önümüze döktü tüm bu satırları dün. Büyük ihtimalle Ufuk Güldemir yazdı bu yazıyı... Çünkü üslup onun üslubu.. Çok ilginç, çok ağır ithamlar vardı. Mesela analizin başlarında onun için haber merkezinin paşası tanımlaması yapılıyor, aşağıda ise "Komutan , ''cüzdanı ile malül'. İki kurmayından birisi ''non star yapıcı'' öbürü ise ''non çalışıcı''. Ordu Lale devrinde. Peki bu ordu nasıl zafere gidecek? Peki Kanal D haber nasıl olup da rating savaşına girecek?" diye soruluyordu. Ve ekleniyordu; "Söyleyelim. Giremeyecek. " Habertürk'teki analizde ''Kanal D Haber'in başı olarak'' Birand'a meslek erbabının şu anda yönelttiği soru şudur" deniyor ve arkasından soru geliyor; "Sen niye varsın? Türk TV haberciliğinde hangi boşluğu dolduracaksın? Misyonun nedir? TV'lerde anchor boşluğu mu var? Hem haberi hazırlayıp hem de sunacak mısın?" Bu sorular meslek erbabının merak ettiği sorular deniyor sizin de gördüğünüz gibi... Şimdi biz bu soruları sorabilecek miyiz?.. Gelip de soramazsak Habertürk bize de sallamaz mı?... Bu adamlar meslek erbabı değil, laylaylomcu diye... Halimiz ne olur?... Evet sevgili Birand, yeminle konuşuyorum benim sana karşı bir ön yargım yok... Bir alış verişim de yok... Ama eğer davetine icabet edeceksem bu soruları sormak zorundayım... Ufuk Güldemir'in Habertürk'ünün diline düşmek istemem. Hem de gazeteciysem ve de biri hakkında ortaya iddialar atılıyorsa, işim gereği bunu sormazsam, kendime ve mesleğime ayıp etmiş olmaz mıyım? Davet telefonunuzdan sonra beynim bu mevzuyu, kendi kendime yönelttiğim onlarca soruyu tartıştı durdu... Yargıç havasına bürünmeyeceğim, ön yargılı sormayacağım, ne söylersen yazacağım... Ne diyorsun sevgili Birand... Davet hâlâ geçerli mi? Geleyim mi?
|
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |