AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
G Ü N D E M
03.02 Korkusu sürüyor

Marmara depremi 6. yılını geride bırakırken, fiziki tahribatın önüne büyük ölçüde geçildi. Ama 03.02'de yaşanan depremin psikolojik etkileri hâlâ sürüyor. Sakarya'da 5 katlı binalara misafirliğe gidilmiyor.

  • ABDULAH MURADOĞLU / İSTANBUL
    Bundan tam 6 yıl önce yıl önce gece saat 03.02'yi gösterirken insanları uykuda yakalayan 17 Ağustos depreminin fiziki izleri artık silinmeye başladı. Depremde büyük bir can ve mal kaybı yaşayan ve adeta harabeye dönen Adapazarı aradan geçen sürede yeniden modern bir kente dönüştü. Şehir merkezi kaydırıldı, yeni şehir cıvıl cıvıl bir yaşama kavuştu. Sakarya Büyükşehir Belediyesi kenti yeniden inşa etti. Ancak, 03.02'de yaşanan korkunun izleri bugün de devam ediyor. "Depremi unutmaya çalışıyoruz" diyen Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Burhanettin Kılıç, "Bedeli çok ağır oldu ama oğluma 5 katlı bir bina miras bırakmayacağım" dedi.

    45 saniyede 20 bin insan

    Depremin endüstrinin ve şehirleşmenin en yoğun olduğu Marmara Bölgesi'nde meydana gelmiş olması, can kaybının ve hasarın çok büyük olmasına sebebiyet verdi. Resmi rakamlara göre 15 bin 226, gayriresmi rakamlara göre ise 20 bin civarında insan öldü. Hasar tesbit çalışmalarına göre 375 bin 695 konut, 53 bin 809 işyeri hasar gördü. Depremin yıkıcı etkisini yaşayan Adapazarı'nda da resmi kayıtlara göre 3.988 kişi hayatını kaybetti, 5.180 kişi de yaralandı. 81.702 konut ve işyeri çeşitli düzeylerde hasar gördü. 1997'de merkez nüfüsu 184 bin olan Adapazarı'nın şimdiki nüfusu 158 bin'e düştü. 6 Mart 2000 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 593 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile "Adapazarı Belediyesi" Büyükşehir statüsüne kavuştu. Kırsal kesime kayan şehir nüfusunun büyük bir kısmı, kalıcı konutların tamamlanmasıyla birlikte kente döndü.

    Hasarlı binalar korkutuyor

    Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Burhanettin Kılıç, Adapazarı'nın modern bir kent görünümü kazandığını belirterek, "depremi unutmaya çalışıyoruz" dedi. Adapazarı'nın eski canlılığına kavuştuğunu kaydeden Kılıç, "Ama bir konuda sıkıntı var, o da hasarlı yapılarda. Bu nitelikteki yapılarda iyileştirmeler yapıldı ama bu ne kadar sağlıklı, bunu ölçmek mümkün değil. Oturulabilir deniliyor, ama yine de insanlar kuşkulu. 5 katlı yapılarda 2-3 katı almadıkça, çözüm olmaz gibi geliyor bana. Devlet buna muhakkak bir çözüm bulmalı" diye konuştu.

    Misafirliğe bile gitmiyoruz

    Adapazarı'nın depremden kaynaklanan sorunlarının büyük bir kısmının çözüldüğünü ifade eden Kılıç, "Esnaf yerine oturdu, iş yerlerine yerleşti. Sadece her yerde olduğu gibi, genel ekonomik durumdan ötürü esnafın sıkıntısı var" dedi. Büyükşehir Belediyesi'nin gayretleriyle kentin çehresinde büyük değişimler yaşandığını kaydeden Kılıç şöyle konuştu:

    "Kent yeşillendi, park ve bahçeler yapıldı. Kent merkeziyle ulaşım bağlantıları yapıldığı için eski şehir merkezi ve civarından bu bölgelere yöneliş artıyor. 2-3 kattan fazla bir bina yapmak durumu sözkonusu değil. Bu deprem insanlara bunu öğretti. Şimdi, 5 katlı apartmanlara misafirliğe bile gitmiyoruz. 67 depreminde delikanlı idim. İki deprem yaşadım. Şimdi 18 yaşında çocuğum var. Çocuğuma 5 katlı ev miras bırakmayacağım. Oğlum da kendi çocuklarına bırakmayacaktır."

    'Allah hiç kimseye böyle acı göstermesin'

    Marmara depreminde Gölcük'te hayatını kaybedenler, ölümlerinin 6'ncı yılında mezarları başında anıldı. Marmara depreminin merkez üssü Gölcük'teki 17 Ağustos Şehitliği'nde, depremin 6. yılı nedeniyle yoğun bir ziyaretçi trafiği yaşandı. Yakınlarının mezarını temizleyip, çiçek diken ve dua eden depremzedelerin bir çoğunun, aradan 6 yıl geçmesine karşın, kendilerine hakim olamayıp ağladıkları gözlendi. Depremde kaybettiği babası ve yeğeninin mezarını ziyarete gelen Naile Yılmazer, depremin üzerinden 6 yıl geçtiğini, ancak acılarının azalmadığını söyledi. Yılmazer, "Hiçbir şey değişmedi, o acılı günler bugün olmuş gibi hep aklımızda. Geliyoruz kabirleri ziyaret ediyor, dua ediyoruz, dönüyoruz. Elimizden başka ne gelir ki" dedi. Anne Yılmazer de acısının hiç azalmadığını ifade ederek, "Burada yatanlar eşim ve torunum. İçim ilk günkü gibi yanıyor. Allah bir daha kimseye böyle acı göstermesin" dedi.

  • GÖLCÜK (A.A)



  • 17 Ağustos 2005
    Çarşamba
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Online İlan

    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED