![]() |
![]() |
Bugünkü Yeni Şafak |
![]()
|
![]() |
![]() |
|
![]() |
![]()
Küresel terör ve güvenlik paranoyasının zirveye çıktığı, hemen her ülkeyi etkilediği bir dönemde dikkat çekici bir sükunet yaşayan Türkiye, Irak'ın bölüneceğinin belirginleşmesiyle yeniden eski günlere, terör ve güvenlik sorunlarıyla boğuşmaya doğru sürükleniyor. Aynı sorunun aynı dönemde İran ve Suriye'yi de sarsmaya başladığını not etmeliyiz. Irak'tan Türkiye'ye sokulan patlayıcı ve silahlar, şehirlerde patlayan bombalar, yollara döşenen mayınlar, son birkaç yılda atılan adımların, yapısal reformların, özgürlük açılımlarının çözüm getireceğine yönelik umutları hızla tüketirken, güvenlik politikalarının tek çözüm olacağına dair kanaati dayatıyor. Irak'taki gelişmelere ve patlayan bombalara paralel biçimde Türkiye kamuoyu, ertelenen sorunu yeniden ve hararetli şekilde tartışmaya başladı. Gerek önümüzdeki günlerde tırmanacak olan güvenlik sorunları gerekse kamuoyunun tartışma biçimi, Türkiye'nin yüzleşmek zorunda kalacağı bu yakıcı krizin hala dar anlamda bir güvenlik sorunu, kültürel haklar sorunu, ekonomik dengesizlik sorunu olarak, daha doğrusu 1990'ların verileriyle ele alındığını gösteriyor. Bu yaklaşımın çözüm kapısı aralamayacağını aksine Türkiye içinde intikamcı eğilimleri daha da tırmandıracağını ve şiddeti besleyen bir zemin oluşturacağını görmeliyiz. Aydınların Başbakan Tayip Erdoğan'la görüşmesinden ve Başbakanı Diyarbakır ziyaretinden sonra alevlenen tartışma, sorunun merkezinden uzaklaşıp siyasiler ve aydınlar arasında kıyasıya bir kapışmaya doğru seyrediyor. Böyle giderse inisiyatif, iyi niyet ve çözüm arayışlarına yönelik umutlar da enerji de heba edilecek. Bir taraf diğerini ülkeyi satmak, parçalamakla suçlarken diğer taraf milliyetçilikle suçluyor. Mesele; soruna bir çözüm aramaktan ziyade çözüm arayanlar arasında bir polemiğe dönüşüyor. Terör sorunu mu, güvenlik sorunu mu çerçevesinde yürütülen tartışmanın çok da anlamı yok. Tanımlar, kavramlar elbette çok önemli, beraberinde ağır sorumluluklar getirdiği kesin. Ancak Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu kriz bu tanımlamalardan çok ötesinde. Sorun bir güvenlik/terör sorunu mu? Bu çerçevede çözüm üretilebilir mi? Hayır, sorun bir güvenlik sorunu, terör sorunu değil. Terör ve güvenlik kavramlarına hapsedilemeyecek kadar kapsamlı. Güvenlik ve terör konunun sadece sonuçlarından biri. Sadece terör sorunu olsaydı, güvenlik politikalarıyla çözümlenebilirdi. Bütün dünyada güvenlik politikalarının iflas ettiğini ve çözüm üretemediğini gördük. Meselenin böyle dar bir alana hapsedilmesi kendimizi kandırmaktan başka, sorumluluğu ertelemekten başka bir anlamı olmayacak. Sorun kültürel haklar sorunu mu? Hayır. Kültürel haklar, ekonomik dengesizlikler açıklamaya yetmiyor. Bu çerçevede üretilen, üretilecek çözümler de bir sonuç vermeyecek. Nitekim son birkaç yılda atılan adımlarla yıllardır dile getirilen taleplerin çoğu yerine getirildi. Kültürel haklar da güvenlik/terör gibi sadece faktörlerden biri. İstediğiniz kadar özgürlük alanlarını genişletin kriz devam edecektir. Sorun Kürt sorunu mu? Hayır! Sorun Kürt sorununu aşmış durumda. Tehlikeli olan nokta da burası. Elbette temelde bir Kürt sorunu, ama artık Kürtlerle sınırlı bir kriz değil bu. Türkiye ile de sınırlı değil. Bu anlamda bir Türkiye sorunu demek de yeterli olmayacak. Peki sorun ne? Türkiye'nin yüzleşeceği krizin adı ne? Irak, Türkiye, İran ve Suriye'de yaşayan Kürtler, içinde bulundukları ülkelerin çok ötesinde, uluslararası düzeyde, Ortadoğu'ya yönelik düzenleyici adımların merkezinde yer alıyor. Bölge ülkelerinin topraklarıyla sınırla düzenlemeleri, ister terör merkezli olsun, ister kültürel haklar merkezli olsun, bütün bölgeyi ateşe atma potansiyeli taşıyan bu ateşi söndürmeye yetmeyecektir. Kürt meselesi, Kürtler'in de inisiyatifinin dışına çıkmış, bölge için adeta bir "Şark sorunu"na dönüşmeye yüztutmuştur. Irak'la başlayan yeni düzenlemenin zamanla Suriye hatta İran'a kadar etsini göstermesi krizi daha da büyütecektir. 21. yüzyılda bölgenin dirence özellikle Kürtler üzerinden kırılacak, enerjisi onlar üzerinden bitirilecektir. İşgal öncesi başta Amerika olmak üzere, her ülke, bütünlüğünü garanti ediyordu. Şimdi buna inanan kaldı mı? Din, mezhep ve etnik düşmanlıkların tırmandırılmasına yönelik adımları dikkatle izleyenler, bölgedeki çözülmenin yaygınlaşacağı öngörüsünde bulunabilir. İran'daki Kürtler'in, Araplar'ın, Azerilerin, Suriye'deki Kürtler'in, Suudi Arabistan'daki Şiiler'in nasıl kışkırtıldığını izliyoruz. Bölgeyi birbirine bağlayan değerlerin nasıl aşındırıldığını görüyoruz. Bu sürecin nelere uzanacağına yönelik tahminler oldukça ürkütücü. Tarihi ve kültürel bağları, çıkarları bir tarafa bırakalım, İslam'ın bile bölge halkları arasında kaynaştırıcı rolünü kaybetme tehlikesi ortada. Hal böyleyken, dar anlamda terör/güvenlik eksenli, kültürel hakları eksenli bakış, belki 1990'larda anlamlıydı. Ama artık dünyanın da bölgenin de içinde bulunduğu durum çok farklı ve bütün bölgeyi tehdit ediyor. Terörün Güneydoğu ile sınırlı kalmayıp Trabzon ve Giresun'a kadar uzanması etnik bir mesele değildir. Kuzey Irak'tan Basra Körfezi'ne, Doğu Akdeniz'e ve Karadeniz'e ulaşacak üç koridor kimin, hangi gücün 21. yüzyıla dönük çıkarlarına yönelikse terör de Kürt meselesi de o güçlerle Türkiye arasındaki bir meseledir. Sadece Türkiye'nin, sadece İran'ın veya Suriye'nin iç sorunları değil, sadece bu üç ülkeyi ilgilendiren bölgesel sorun da değil, Amerika, İngiltere ve İsrail ile bölge ülkeleri arasında bir sorundur. ABD ile yapılan PKK pazarlığının hiçbir anlamı yok. Çünkü onlar bölgedeki her ülkeye karşı bütün etnik ve mezhebi farklılıkları besliyor, büyütüyor. Bu politikaya da devam ettirecekler. Ortada iki seçenek var. Bölge ülkeleri ya sorunu bölgeye hapsetmenin, bölgede çözmenin yolunu bulacaklar ya da kanlı bir hesaplaşmaya girecekler. Güce dayalı seçenek şu an için tercih ediliyor gibi görünüyor. Ancak bu tercih, sadece mağlupları değil, galipleri de yerle bir edecek bir ateş ve ürpertici sonuçlara yol açabilir. Diğer seçeneğin başarı şansı ise, bölgeyi yeniden dizayn eden güçleri aradan çıkarmanın yolunu bulmakla mümkün.
|
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |