Sayın Kadir Topbaş'ın yürütmekte olduğu ve tasarladığı projeler arasında biri var ki alkışı hakediyor. İnşallah sağlıklı bir biçimde işler hale gelecektir.

Efendim proje şu: Köylüden buğdayını (organik tarımla üretilen buğdayı) alıp, katkı maddesi ilave etmeden, üretilen unun kepeğini ayırmadan ekmek üretmek ve halka sağlıklı ekmek ulaştırmak.

Bunun için henüz toprağı kirlenmeyip temiz kalmış yöreler araştırılmış ve sanıyorum; şimdilik Erzincan, Erzurum, Bayburt, Gümüşhane köylüleri ile anlaşma yapılmış.

Köylüler buğdayı bayağı iyi fiyatla satacak, emeklerinin hakkını alacak, topraklarına daha bir canla-başla sarılacak, şehre göçmeyi düşünmeyecek; bu sayede büyük kentlere göçün önü bir nebze alınacak, en önemlisi halkımız -fiyatı biraz tuzlu da olsa- sağlıklı ekmeğe kavuşacak.

Güzel proje.

Adını da güzelleştirelim. Halk organik lafının ne olduğunu pek çıkaramaz; gelin biz buna köy ekmeği diyelim, düz olsun. Tıpkı köy yumurtası gibi. Doğal.

Yapay bir hayatın içinde çırpınıp durduğumuz için azıcık doğallık kıymete bindi.

Efendim yediğimiz karbeyaz ekmek, içindeki katkı maddeleri yüzünden gıda mühendisleri, doktorlar tarafından makbul sayılmıyor; hatta zararlı bulanlar ziyadesiyle.

Ekmeğin insan vücudu için taşıdığı besin değeri açısından temel gıda maddesi olduğunu herkes kabul ediyor. Zaten Anadolu insanı ekmek yemez ise sofradan doymuş olarak kalkmaz.

Dolayısıyla bu proje pek çok bakımdan üzerinde durulacak, hatta diğer şehirlere ve giderek bütün memlekete yayılacak çok faydalı bir proje.

Toprağını işlemeyen, gözünü şehre göçmeye dikmiş köylüyü yeniden köyüne, toprağına bağlayacak. (Burada "köylü köyünde kalsın, Türkiye sanayileşmesin" tezi savunulmuyor. Bilakis ilerde tarıma dayalı sanayi çok kıymete binecektir.) Tüketicinin gözünü açacak sağlıklı gıda konusunda bilinçlendirecek. Bu ekmeğin fiyatı biraz fazla olacağından kolay kolay israf edilmeyecek. Organik tarım üretimini tetikleyecek ve diğer gıda ürünlerinden de organik tarımın yaygınlaşmasını sağlayacak. Sağlıklı beslenmenin önünü açacak. Hem belediyelere, hem fırıncı esnafına yeni bir alternatif sunacak.

Elbette her projenin bir ek yeri vardır. Bizim millet bu ek yerine çok meraklıdır. O da şu: Organik tarım ile üretilmemiş buğdayı, allem edip, kallem edip "organik" diye yutturmaya kalkışmak (Hayali ihracatın ucu sahte rakıya, sahte bala kadar varmıştı, unutmayın).

Öyleyse sıkı bir denetim mekanizması lazım. Laboratuvarlar lazım. Üretimin her aşamasında dürüst müfettişlere ihtiyaç var.

Denetim memurunu da denetlemeye kalkarsanız ipin ucu kaçar.

İpin ucu ahlak ile ele geçer. Karşındaki adam "bu budur" diyecek, sen de ölçmeye tartmaya lüzum görmeden aldım, kabul ettim diyeceksin. Ninem öyle derdi: "Müslüman kim? İnanıcı". Yani karşı tarafın yalan söyleyebileceğine ihtimal vermiyor, çünkü kendisi yalan söylemiyor.

Bundan böyle Kadir Başkan sayesinde mis gibi "köy ekmeği" yiyeceğiz. Bu beni sevindiriyor, heyecanlandırıyor. Keşke sağlıklı et, yumurta, sebze, meyve de yiyebilsek. Bu alanlarda da böyle projeler yapılsa. Şu sağlıklı beslenme diyetisyenlerin, sosyete şarküterilerinin, "parası olan yer" diyenlerin elinden kurtulsa.

Kadir Başkan'ı kutluyor, bir an önce buğusu üzerinde mis gibi köy ekmeğini bekliyoruz.

MUSTAFA KUTLU

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu

Online İlan